Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
beni çok üzen başka bir konuya da kısaca değinmek istiyorum: Üniversitelerimizde Türkçe yerine İngilizce eğitim yapılması tam bir rezalettir bence. Yabancı diller elbette ki öğretilmelidir; hem de çocuk küçükken ilk okulda başlayarak lise öğrenimi süresince devamlı öğretilmelidir. Ama üniversitelerde ancak yabancı filolojilerdeki Türk hocalar yabancı dil kullanabilir. Örneğin, İngiliz edebiyatı dersi verirken, bir öğretim üyesi İngilizce konuşmayı, ötekisi Türkçe konuşmayı yeğ tutabilir. (Nitekim ben kendim, öğrencilerim Ingiliz edebiyatı okuduklarına göre, mümkün olduğu kadar bu dili duymaları için, İngilizce ders verirdim.) Ama şimdi birçok üniversitede yapıldığı gibi, bütün derslerin İngilizce verilmesinin, bunun "Globalleşme" denilen yutturmacanın doğal bir sonucu sayılmasının, sömürge olduğumuzu resmen kabul etmekten başka bir anlamı olamaz. Avrupa ülkeleri de globalleşiyor sözde. Gelgelelim, Fransa'da, Almanya'da, İtalya'da, İspanya'da İngilizce eğitim yapan bir tek üniversite yok. Ne acıdır ki, ancak bizim memleketimizde var böyle bir kepazelik.
Sayfa 252Kitabı okudu
184 syf.
·
Puan vermedi
Yeşilçam filmi izliyormuş edasıyla okuduğum o kitap… Bir çocuğun en temiz hâliyle bizimle evini, derdini, hayallerini ve mucizelerini paylaştığı bu kitapta yazarın sıcak ve samimi dili kitaba kendinizi esir etmenize neden oluyor. Hayal dünyası ile gerçeklik arasında gidip gelen Kemal ile birlikte ne çok şey yaşadım. Onunla güldüm, onunla üzüldüm, onunla korktum, onunla sevindim ama yanında bir gölgeydim. O görmedi beni. Belki de yine hayallerinden birindeydi. Acıklı başlayıp mutlu sonla biten, o Türk filmlerinden görmeye alıştığımız sahneleriyle Gümüş Kanat’ı çok sevdim. Ailesi için her türlü fedakarlığı yapan ve aynı davranışı ailesinden de gören Kemal, elbette bunun mükafatını alacaktı. Her yerde Gümüş Kanat gören Kemal’in şansı üzerimize olsun. Not: Yazarın Cahit Uçuk olduğuna bakmayın. Güzel bir kelime oyunuyla Cahide Üçok isminin dönüşmüş hâli bu. İlk kez üniversitede okudum onu, ilk kez o zaman tanıdım, iyi ki tanımışım. İyi okumalar :)
Gümüş Kanat
Gümüş KanatCahit Uçuk · Bilge Kültür Sanat · 20021,305 okunma
Reklam
ilgilisine, meraklısına duyurulur..
zamanında üniversitede tarih bölümü bitirenler, şu an üniversitede tarih bölümü okuyanlar, tarihçiler, tarih alanında okuma yapmayı sevenler, tarih alanında yapmak istedikleri okumalar için kitaba verecek parasının olmadığından yakınanlar, okumak istedikleri tarih kitaplarının basılı, pdf, epub vb. versiyonlarını bulamayanlar.. müjde!.. uygulamanın güzide kullanıcılarından
Poyraz Ayrıç
Poyraz Ayrıç
yakında yeditepe yayınlarından çıkmış tarih konulu kitapları burada toplu pdf dosyası şeklinde paylaşacak.. (şu an kitapları toplama sürecinde.. (= ) özellikle osmanlı son dönemi ve cumhuriyet dönemi hakkında toplumsal, ekonomik, politik, diplomatik vb. alanlarda yüksek lisans tezi şeklinde çalışmaları olan tarihçilerin bu çalışmalarını zamanında -ve hala- kitaplaştıran yeditepe yayınlarının kitapları bence ilgi gösterilmeye değer.. bu arada adı geçen uygulama kullanıcısının şöĞle bir pdf kitap paylaşımları da var ki, bu paylaşımlardaki kitaplar da bence çok güzel.. #232923667 #231979271 ek olarak, bu tarz kitapların sadece tarih bölümü ile ilgisi, alakası olanlar dışında türk dili ve edebiyatı, felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi diğer sözel bölümleri okuyanlar için de yararlı olacağını düşünüyorum..
144 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bize Göre
Lise yıllarımızda saf şiirin kurucusu, akşam şairi gibi isimlerle tanıdığımız; O Belde, Merdiven gibi şiirlerine hayran olduğumuz Ahmet Haşim'i bu kez düzyazılar aracılığı ile tanımak istedim ve Bize Göre'yi okudum. Üniversitede de Türk Dili ve Edebiyatı bölümü okumuş biri olarak düştüğüm bir hatayı farkettim bu kitabı okuduktan sonra.
Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
Bize Göre ve Bir Seyahatin NotlarıAhmet Haşim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,301 okunma
Zengin-fakir
Efendim Türkçe fakir bir dildir. Ne münasebet en zengin dildir, Sümerler de Türktür. Al sana, vatan haini! Kahrol, faşist! Sevgili okurlarım, bunların hepsi cahil muhabbetidir. Üniversitede beş kuruşluk dilbilim gören herkes bilir. KONUŞMA DİLİNİN zenginliği aşağı yukarı her dilde aynıdır. Ancak eğitim ve sosyal hareketlilik düzeyine göre
globalleşme adı altında İngilizce öğrenimi
Üniversite eğitimiyle ilgili, beni çok üzen başka bir konuya da kısaca değinmek istiyorum: Üniversitelerimizde Türkçe ye­rine İngilizce eğitim yapılması tam bir rezalettir bence. Yabancı diller elbette ki öğretilmelidir; hem de çocuk küçükken ilk okulda başlayarak lise öğrenimi süresince devamlı öğretilmeli­dir. Ama üniversitelerde ancak yabancı filolojilerdeki Türk ho­calar yabancı dil kullanabilir. Örneğin, İngiliz edebiyatı dersi verirken, bir öğretim üyesi İngilizce konuşmayı, ötekisi Türkçe konuşmayı yeğ tutabilir. (Nitekim ben kendim, öğrencilerim İn­giliz edebiyatı okuduklarına göre, mümkün olduğu kadar bu dili duymaları için, İngilizce ders verirdim.) Ama şimdi birçok üniversitede yapıldığı gibi, bütün derslerin İngilizce verilmesi­nin, bunun "Globalleşme" denilen yutturmacanın doğal bir so­nucu sayılmasının, sömürge olduğumuzu resmen kabul etmek­ten başka bir anlamı olamaz. Avrupa ülkeleri de globalleşiyor sözde. Gelgelelim, Fransa'da, Almanya'da, İtalya'da, İspan­ya'da İngilizce eğitim yapan bir tek üniversite yok. Ne acıdır ki, ancak bizim memleketimizde var böyle bir kepazelik. Üstelik, anladığım kadarıyla yabancı dilde yüksek öğretim görenler, ne o dili doğrudürüst öğrenebiliyorlar, ne de kendi ana dillerini. İngilizceleri de yarımyamalak kalıyor, Türkçeleri de.
Reklam
1925 yılında Türk Milli Eğitim Bakanlığı'nın daveti üzerine Sovyetler'in önemli şarkiyatçılarından büyük Orta Asya tarihçisi V.V. Barthold, Türkiye'ye gelir ve hükümetin isteği üzerine, Türk dili konuşan halkların tarihi ve edebiyatı konusunda İstanbul Üniversitesi'nde iki yıl ders verir. Barthold'un verdiği dersler, 1927 yılında kitap haline getirilir ve uzun yıllar üniversitede okutulur.
Sayfa 211 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
238 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İhsan Oktay Anar 21 Kasım 1960 doğumlu Türk roman ve hikâye yazarıdır. Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde tamamladıktan sonra, aynı bölümden 2011 yılında öğretim üyesi olarak emekli oldu. İhsan Oktay Anar, 1960 yılında İstanbullu bir ailenin en küçük çocuğu olarak Yozgat'ta
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,4bin okunma
_Sümerler, Türk'tür. _Tarih 5500 yıl önce Sümer’de başlar. _Sümerce kesinlikle Türkçedir. Prof. Atakişi Kasım _MÖ 2400 yıllarına ait çivi yazılı belgelerde Türk adları bulundu. _Sümerce, Türk, Fin ve Macar dillerine akrabadır. Asurolog Jule Oppert _Atatürk demiş ki: Bırakın şu Asurları! Asurlar Arap cinsinden. Bu Sümeroloji olacak demiş.
114 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.